bolatunsal @ windowslive.com

 
Türklerin 21 Aralık da yeniden doğuş bayramı olarak kutladıkları NARTUGAN (NARDUGAN) aslında yeni yıl kutlamasından başka hiçbir şey değildir. Hıristiyanlık ve diğer dinlerden çok daha uzun yüzyıllar önce Orta Asya ve Türk Dünyası tarafından 21 Aralıkta yeni yıl kutlanmaktadır.   Türklerin yeni yıl kutlamaları 21 Aralıkta başlar, 21 Matta Nevruz ile son bulur. Yani yeni yıl kutlamaları 3 ay sürmektedir. 21 Aralıkta, gecelerin kısalıp, gündüzlerin uzamaya başlayan yeniden doğuş süreci, 21 Martta, dönencenin gece ve gündüzün eşitlenmesi ile son bulur. Nevruz (Yeni gün) bazı kaynaklara göre, Tür dünyasının bahar bayramı olarak da geçer. Zaten 21 Aralıkta başlayan yeni yıl süreci kutlamalarının, 21 Marta Nevruz Finali ile son bulmasının diğer anlamı; gündüz ve gece eşitlenmiş, gündüzlerin süresi artmaya başlamış, yazın başlangıcına adım atılmış anlamındadır. Dolaysı ile Nevruzun günümüze bahar bayramı olarak ulaşmasının çok değişim göstermiş olması söylenemez. Çok daha eski çağlardaki yaz ve kış olarak iki mevsim kavramına sahip olunmasına, daha sonraki dönemlerde bahar kavramı eklendi ki, Nevruz Bahar bayramına dönüştü Türklerde.
Güneş ışınlarının ekvatora dik düşmesi sonucunda aydınlanma çemberinin kutuplardan geçtiği an, gündüz ile gece eşit olur. Bu doğa olayı 21 Mart ve 23 Eylül olmak üzere yılda iki kez gerçekleşir. Bu nedenle Türkler mevsimi Yaz ve Kış olarak 2 kabul etmişlerdir. Mevsim dönümleri de 21 Mart ve 23 Eylül dür. 21 Mart ile 23 Eylül arası yaz, 23 Eylül ile 21 Mart arası kış tır.
 
Bizim AYAZ ATA ve KAR KIZIMIZ Hıristiyanların Noel Babasından çok daha eski yüzyıllar öncesine dayanır. Ayaz ata, Türk mitolojilerine göre, kışın soğukta ortaya çıkan, kimsesizlere ve açlara yardım eden bir kahramandır.  Ayaz Ata; Altay, Kazak, Kırgız, Türkmen gibi bazı orta Asya mitolojilerinde, farklı isimler ile Soğuk Hanı olarak da görülmektedir. Ama karakteristik özelliği aynıdır. Türk mitolojilerinde, Yunan mitolojilerinin aksine çok tanrı yok tek tanrı vardır. Tek Tanrının kut verdiği olağan üstü güce ve yeteneklere sahip kahramanlar vardır. Mitolojilerimiz bile semavi dinlerden önce, Türklerin tek Tanrı inancında ne kadar bilgili ve bilinçli olduğunun ortaya koymaktadır.
Tek tanrılı 4 semavi dinden çok öncelerdeki Türlerin GÖK TENGRİ (Gök Tanrı) inancında: Yeryüzünün tam ortasında bir Akçam Ağacı bulunmaktadır. Bu Akçam Ağacına da Hayat Ağacı denmektedir.
Nar: Güneş, Tugan/dugan: Doğan anlamını taşır. Nartugan/Nardugan: Doğan Güneş anlamına gelmektedir. Türkler, kış aylarından sonra, Tanrı Güneşi bize geri verdi diye, tanrıya dualar ederken, ağaç veya çam ağacının dallarına bant şeklinde bezler, çaputlar bağlayıp yeni yıldan dileklerini dilerlermiş. Ağacın altına veya dallarına Tanrıya ulaşması için şükran belirtisi olarak, hediyelerde konurmuş. (Kurban geleneğinin farklı bir yöntemi sanıyorum) insanlar evlerini temizler, en yeni elbiselerini giyer, ağacın etrafında dans edip türküler söylerlermiş.  Yeni yılı karşılarken çam ağacı süslemek geleneği Türk motifidir. Hıristiyanlar, İsa’nın doğumundan 325 yıl sonra çam ağacı süsleme geleneğini Anadolu da yaptıkları evrensel Hıristiyanlar konseyi toplantısında, Türklerden almışlar ve Avrupa ya taşımışlardır. Tarihi gerçekler son yıllarda bir bir gün yüzüne çıkıyor. Biz Anadolu ya 1071 de gelmedik. Biz zaten Anadolu daydık. Bunu Ön Türk tarihi araştırmacıları, damgalar ve kazılardan çıkan buluntulara göre daha net yorumluyorlar.
 Gök Tengri inancında güneşin önemi büyüktür. (Bu gün olduğu gibi) Güneşin, 21 Aralıkta gece ile giriştiği savaş 21 Martta Güneşin zaferi ile sonuçlanıyor. Türkler güneşin zaferini Yeniden doğuş olarak adlandırıyorlar ve bu 3 aylık yeniden doğuş yani Yeni Yıl kutlamaları yapılıyor.  Bu kutlamaların günümüze ulaşan tek kısmı kanımca 21 Martta kutlanan Nevruz Kutlamalarıdır. Gerçi Nevruz Ergenekon dan çıkış ile de sembolleşmiştir ama, yeni yıl, yeni bahar, yeni mevsim gibi anlamlarda yüklenmiştir tarihin akışı içersinde. Düşüncem odur ki; 21 Mart Yeniden Doğuş sürecinin son günü etkinliği ile başlamış, yeni kimlikler edinerek günümüzdeki şekline gelmiş olabilir.
 
Hazreti İsa’nın doğumu; Jülyen takvimine göre 6 Ocak, Gregoryen yani miladi takvime göre 24 Aralık gecesidir. Daha doğrusu Hıristiyan âlemince böyle kabul edilmiştir. Hıristiyanların kutladığı Noel gecesi; İsa’nın doğumunu kutladıkları, bir anlamda kutlu doğum gecesidir. Yani Hıristiyanlar Hazreti İsa’nın doğumunu kutlarlar.
Türlerin kutladıkları 21 Aralık yeniden doğuş bayramı, herhangi kutsal bir şahsın değil, doğanın yeniden doğuşunun bayramıdır. Bu iki ayrı kavramı ve inancı birbirine karıştırmamak çok önemlidir.
Günümüzde miladi takvime göre 31 Aralık gecesi yılın son günü, yeni yılında ilk günüdür. Yeni yıl gelişinin bütün uluslarca bu gece kabul edilmesi ve kutlanması, az önce bahsettiğimiz her iki ayrı inanç kaynağı ile hiçbir alakası yoktur. Yılbaşı kutlamak günahtır gibi deyimler ve söylemler sanıyorum eksik bilgi ye dayanıyor.
 
Bu gün 21Aralık. Yani Yeniden Doğuş Bayramı (Doğanın) Nartugan / Nardugan. Sonuç olarak biz kültürümüze ve ulusal kimliğimize sahip çıkmadığımız sürece, birileri çıkıp bizim değerlerimizi sahipleneceklerdir. Sokağa bıraktığınız bir eşyanızın başkaları tarafından sahiplenilmesi gibi. Farkında lığı artırmalıyız. Özümüze sahip çıkıp değerlerimizi ve kültürümüzü korumalıyız. Zaten birileri bizim kimliğimi yok etmek için yeterince uğraşıyor. İçi boş, gerçeğe dayanmayan çeşitli söylemlerle hareket edip onların işini kolaylaştırmayalım. Tespitlerimde eksiklerim olabilir. Hatta kaynaklardan yanlış bilgi de edinmiş olabilirim. Sizlerde araştırın lütfen. El ele doğruya ve gerçeğe uılaşalım.
BÜTÜN TÜRK DÜNYASININ NARTUGAN / NARDUGAN BAYRAMI KUTLU OLSUN!