En büyük hayali sünnet düğünün olmasını dileyen Miraç, Kadının Sesi Derneği ve Muratpaşa Belediyesi Adalya Vakfı iş birliği ile güne damgasını vurdu. Karnaval havasında geçen sünnet düğünü Muratpaşa Engelsiz Kafede gerçekleşti. Miraç’ın sünnet düğününe kadının Sesi Dernek Başkanı İnayet Öztürk Yücetaş, Nobir Organizasyon, Halk Dansları Topluluğu, sunucu Esra Köksal Tarı, Tennure Jale Elif Şimşek, Antalya Muratpaşa Belediyesi Adalya Sağlık Eğitim ve Kültür Vakfı, Özlem Öztür , Hande Aydurdu, Organizatör Mehmet Evecen, Filiz Özcoşkun, sanatçı Murat Sarıgöz, Alper Şahan, ve Dünya Gazetesi Bölge Temsilcisi Duygu Şahin katılım sağladı.
Miraç’ın sünnet düğününe vesile olan Kadının Sesi Derneği Başkanı İnayet Öztürk Yücetaş, engelli çocukların annelerin vermiş oldukları mücadele dair konuşma yaptı. Yücetaş, Her anne özeldir fakat bazıları daha da Özel diyerek, ‘’Onları anlamak, yaşamadan hissedebilmek, hayata onların gözünden bakabilmek oldukça zor. Yakın dostluklar kurarak gözlemlediğim engelli çocuğu olan annelerin verdikleri yaşam mücadelesini anlatmak istiyorum. Tüm sorumluluk omuzlarındadır. Kimisi eşi ile birlikte mücadele eder ama toplumumuzda genelde tek başınadır, hatta engelli çocuk doğurduğu için terk edilen kadınlarımız bile var. Çünkü bunu bir utanç olarak görenler var ve engelli birey kavramını henüz fazla benimseyemediğimizden toplumsal ve çevresel faktörler ile mücadele etmekten kaçınıyorlar
Bir de inkâr eden baba gruplarımız var ki, durumu erken kabullenemediklerinden eşlerini daha da zor durumda bırakırlar alınması gereken önlemler konusunda. Kısacası her durumda çok zordur bu özel çocuklarımızın annesi olmak. Aksi olması gerekse de birçok engelli çocuğu olan annenin bir sosyal hayatı olamıyor ya da kısıtlı oluyor. Hastalanmaya bile hakları yoktur ve hep kendilerine bir şey olursa çocuğuma kim bakacak korkusu olur içlerinde.
Dışlanmaktan çekindikleri için uzak durmaya çalışırlar insanlardan. Her çevrede bu doğru olmasa da biraz gürültü olsa şikâyet eden komşularımız ya da ne yazık ki davranışlarından ötürü kötü muamele gören birçok çocuğumuz var çünkü. Bu özel annelerimiz her koşulda bıkmadan usanmadan mücadeleye devam ederler. Tüm zorluklara karşı çocuklarının bağımsız bir hayat sürmeleri ya da bu mümkün olmaz ise de ellerinden geldiği kadar topluma karışmalarını sağlamak için çaba harcamaya devam ederler.
Zordur özel bir çocuk annesi olmak. Hayatlarındaki öncelikler, detaylar ve hesaplaşmalar çok farklıdır, karmakarışıktır. Fiziksek aktiviteleri, öğrenme süreci, çevresi ile iletişimi çok farklılıklar gösterir bu çocuklarımızın ve bu esnada etrafındakilere sürekli izahat verme durumunda kalır bu annelerimiz. Çünkü belli etmese de çok eğitimli de olsa sevecen davranırken acıma duygusunu ve hatta küçümseme belirtilerini gözlemlediğimiz çok insan var çevremizde.
Yalnızca anne değildir onlar, uykusuz gecelerin kahramanlarıdır. Anne olmanın yanında her biri doktor, hemşire ve terapisttir. Çocuğunun bir anlık gülüşü, bir cümlesi, bir ayak kıpırdaması ya da bir film izlerken gösterdiği tepki onları dünyanın en mutlu insanı yapar. Doktorların asla olmaz dedikleri durumları başarabilmek için umutlarını kaybetmezler. Sevgili özel annelerimiz Sizler elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz. Ve sizler bizim süper kahramanımızsınız’’ dedi.